TREKKİNG

Zirveye keyifli bir yolculuk..

Koynunda sakladığı şelaleleri ve ağaçları bol ormanlık alanlarıyla Havran’ın doğal güzelliklerini içinde barındıran Eybek Dağı, ilçemizin turizmine değer katan en önemli varlıklardan bir tanesidir. Kazdağı’nın doğu uzantısı olan Eybek Dağı, Edremit Körfezi’ndeki en iyi trekking güzergahlarına sahiptir ve “Misya Yürüyüş Yolları” projesinin bir parçasıdır.

Dağın 1268 m’lik zirvesine yapılan yürüyüşler, doğa severlerin büyük zevk duyduğu etkinlikler arasında yer alır. Zirveye çıkmak için yürüyüşe başlayanlar, 1000 m’nin altında sonbaharın tüm renklerine, 1000 m’den sonra ise büyüleyici kış manzaralarına şahit olurlar. Zirveye varıldığında ise manzara inanılmazdır; bir tarafta muhteşem körfez, diğer tarafta boylu boyunca uzanan Agonya Ovası… Zirve dönüşünde ise Döşemedere Şelalesi’nde fotoğraf molası. Doğanın mükemmelliği karşısında büyülenmemek imkansızdır.

1.ROTA (Gülsümana-Eybek Zirve-Hanlar Mevkisi)

Proje kapsamında, Kazdağı Milli Parkı güzergahlarının 1.ROTASI Gülsümana-Eybek Zirve-Hanlar mevkisidir. Gülsüm Ana mevkiinden başlayarak Eybek Dağı zirvesinden geçen ve Hanlar mevkiinde biten yürüyüş yolu toplam 12 km’dir.

Rotanın başlangıç yüksekliği 640 m, bitiş yüksekliği 706 m’dir. Rotanın en yüksek noktası 1268 metre ile Eybek Dağı zirvesidir. Gülsüm Ana-Eybek-Hanlar rotası zor bir parkur olup, rota orman yollarından ve patikalardan geçmektedir.

Eybek Dağı zirvesinden izlenebilen muhteşem manzaranın yanı sıra rota üzerindeki orman yangınları gözetleme kulesinden de manzara seyri yapılabilmektedir. 1980 yılında yapılan ve Çınarlıhan Orman İşletme Şefliği’ne bağlı olan kule 920 metre yüksekliktedir. Bu kuleden, Thebe Antik Kenti’nin harabeleri de görülmektedir.

2.ROTA (Hanlar – Handere Mevkisi)

Bölgedeki 2.ROTA ise Hanlar – Handere mevkisidir. Hanlar mevkisinden başlayarak Handere mevkisinde biten yürüyüş yolu toplam 17 km’dir. Rotanın başlangıç yükseliği 709 m, bitiş yüksekliği 278 m’dir. Rotanın en yüksek noktası 895 m’dir. Hanlar-Handere rotası zor düzeyde bir parkur olup, rota orman yollarından ve patikalardan devam ederek Handere mevkisinde sona ermektedir.

ÇADIR & KARAVAN KAMPI

Kazdağları’nın uzantısı olan Eybek Dağı’nın eteklerinde kurulmuş olan Havran, çadır ve karavan kampı için harika alanlara sahiptir. Hanlar bölgesinde, çam ağaçlarının gölgesinde yapacağınız kamp, yalnızca kampçılık zevkinizi tatmin etmekle kalmayacak aynı zamanda yorgunluğunuzu atacak ve Havran’a tekrar gelme arzusu ile bir sonraki kamp aktivitenizi sabırsızlıkla planlamaya başlayacaksınız.

Havran’ın en tanınmış çadırlı kamp alanlarından birisi ÇINARLIHAN’dır. İlçeye 18 km uzaklıkta, Havran- Yenice yolu üzeri Hanlar mevkiindeki bu mesire ve kamp alanı, tamamen çam ağaçlarıyla kaplı olmasına rağmen adını aldığı asırlık ulu çınarları, soğuk ve bol sularıyla ünlüdür. Eybek Dağı’nın buz gibi sularında yetişen alabalıkların lezzeti, bu bölgede nam salmıştır. Ayrıca Kumluca Mevkii’ndeki şelaleler de bu bölgeye bambaşka bir güzellik katar.

cadir-karavan-(3)

KOCADAĞ’DA AT SAFARİ

Günümüzde doğal yaşama ilgi o kadar arttı ki.. Ve bu sebeple köyler oldukça kıymetlendi, değeri anlaşılmaya başlandı. Sıklıkla göç alan köyler artık doğal yaşamın bir kaçış noktası oldu. Havran’ın birer doğa harikası olan, özünü koruyarak bugüne kadar gelmeyi başarmış köyleri de bu kaçış noktalarından birisi.. Bunlardan birisi de Kocadağ..

Havran’ın Kocadağ köyünde bulunan “Kocadağ At Çiftliği”, doğanın kucağında at ile gezinmek, yeşilin tonlarını görmek ve ata binmeyi tecrübe etmek isteyenlere bu imkanı sunan tesislerden birisi.. Kocadağ zirvesine doğru, orman içinde “at safari turu” yapmak, ata binmenin verdiği hazzı ve zevki doyasıya yaşayabilmenizi sağlamaktadır.

Ayrıca Kocadağ zirvesinden Edremit Körfezi’ni seyretmek, bol oksijenin tadını çıkarmak, rüzgar güllerinin dönüşünü izlemek, Havran çayının bir yılan gibi ovada kıvrılarak akışını kuşbakışı görmek ve sıra dışı bir gün geçirmek isteyenler için Kocadağ güzel bir alternatif olacaktır.

MAĞARACILIK

İNÖNÜ (İNBOĞAZI) MAĞARALARI

Havran çevresinde, prehistorik (tarih öncesi) kültürün aydınlatılmasında rol oynayan en önemli yerdir İnönü Mağaraları.. İlçenin yaklaşık 8 km güneydoğusunda yer alan mağaralar, 381 m rakımlı Kocaçal Tepesi’nin kalker yapılı sarp güney yamaçlarında, Havran çayının kuzeyinde, İnboğazı’nın batı ağzında yer almaktadır.

İnönü Köyü yakınlarında bulunan ve Devadamı, Karanlık, Aydınlık ve Andık mağaraları adını taşıyan bu mağaralarda, en esaslı araştırma 1949 yılında İ.Kılıç KÖKTEN tarafından yapılmıştır. Söz konusu mağaraların en büyüğü olan Karanlık Mağarada çalışmaya başlayan KÖKTEN, mağaranın yukarıdan aşağıya tespit ettiği üç tabakadan ikincisinde, Grek-Roma malzemesine rastlamıştır. Bu seviyelerin bir köşesinden toplu olarak pişmiş topraktan yapılmış, içleri boş, eli davullu karnında aslan kabartması bulunan, su taşıyan ve çeşitli başlıklı kadın erkek adak heykelcikleri çıkmıştır.

Kibele kültünün bu mağarada yaşamış olduğunu göstermesi bakımından, heykelcikler birer belge olmuştur. Bakır devrine ait olduğu, ikinci katta siyah çömlek ve küçük boy değirmen taşları çıkmıştır. Bunun altındaki tabakada; kap kırıkları, seramik parçaları, çakmak taşı ve kemik eşyalar bulunmuştur. Aşağıya inildikçe malzemenin kahverengi siyah perdahlı, tek ve kazıma çizgi süslü seramiğe döndüğü belirtilmiştir. Aynı mağaranın bazı yerlerinde Paleolitik devrinin varlığını gösteren başka buluntular da tespit edilmiştir. Taş Devri ve Maden Devrine ait buluntulardan anlaşıldığına göre, MÖ.50.000 yılından itibaren Havran ve çevresinde yerleşim izleri görülmektedir.

İnboğazı Mağaraları’nda, 1997’de Balıkesir Müzesi’nin girişimleriyle yeni bir araştırma yapılmıştır. Aynı mağarada Roma Dönemi’ne ait keramik parçalar, adak heykelcikler ve kap parçaları ile Bizans Dönemine ait tabak parçalarına rastlanılmıştır.

BİTKİ ÖRTÜSÜ

Eybek Dağı, Kazdağı göknar ormanlarının başlangıç noktasıdır.

Eybek tepesi, Kazdağı’nın doğu uzantısı olması sebebiyle zengin bitki örtüsüne sahip bir bölgedir. Doğudan batıya uzanan Kazdağı kütlesi, kuzey güney istikametinde derin vadi ve kanyonlar ile yarılmış ve bu yapı farklı iklimsel koşullar ortaya çıkartarak bitki ve hayvan varlığının zenginleşmesi için uygun ortam sağlamıştır. Özellikle bitki örtüsünün taşıdığı biyolojik çeşitlilik milli parkın ana kaynak değerini oluşturmuş olup endemik ve nadir türlerle beraber bir çok bitki türünü içerisinde barındırmaktadır. Kazdağı Milli Parkı; ormanları, endemik türleri, bitki örtüsü, yaban hayatı ile jeolojik ve jeomorfolojik oluşumların bütünleştiği olağanüstü peyzaj değerleri ile Türkiye ve Dünya ölçeğinde büyük öneme sahiptir. 17.04.1993 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile “Milli Park” olarak ilan edilmiştir.

Kazdağı Milli Parkı’ ında bu güne kadar 800 bitki taksonu tespit edilmiştir. Fakat bu rakamın 1000 civarında olduğu tahmin edilmektedir. En önemlisi ise başta Kazdağı Göknarı olmak üzere 32 adet bitki taksonu endemiktir. Eybek Dağı, Kazdağı göknar ormanlarının başlangıç noktasıdır.

Bu endemik türler yer yüzünde yalnızca Kazdağı’nda yetişmektedir. Bunun yanında Türkiye’ye endemik olan 40 çeşit bitki ve endemik olmayan fakat ülkemizde sadece Kazdağı’nda yetişen 15 çeşit bitki taksonu bulunmaktadır.