DOĞAYI TÜKETMEYEN, KÜLTÜRÜNÜ KORUYAN,
YEREL ÖZELLİKLERİNE SAHİP ÇIKAN BİR HAVRAN…

Yakın zamanlara kadar tarımla turizm kavramlarını yan yana düşünmemiz pek mümkün değildi. Agro ve ekolojik turizm ortaya çıktığından bu yana tarım ve turizmin nasıl dost olabileceğine örnek uygulamalarla şahit oluyoruz.

Dünyanın dört bir yanında birbirinin neredeyse kopyası biçiminde verilen turizm hizmeti artık insanları tatmin etmiyor. Tatilde kendilerine ne şekilde eğlenmeleri gerektiğini öğreten animasyonları, büyük şehirde alâsını bulabilecekleri gece eğlencelerinin bol gürültülü kötü taklitlerini, bol yıldızlı ancak yine de dinlenmeyi bir türlü mümkün kılamayan beton yığını otelleri görmek istemeyenler farklı arayışlara yöneliyor. Bu arayışlara agro-turizm, eko-turizm gibi, turizm fikrini kökünden değiştiren yaklaşımlar yanıt veriyor. İnsanlar tabiatın kucağına kurulmuş köylerde, doğal bir yaşamın kapısını aralıyor.

Ve Havran baş tacı ettiği, bereketli topraklarında yetişen özel tarım ürünleriyle, yerel mutfak kültürüyle, zeytinyağı ve sabun yapımıyla, ekmek pişirme ve mandıra kültürüyle, meyve ve sebzeleriyle, dağlarda yetişen özel otlarıyla, el sanatlarıyla… Kısacası agro ve eko turizm için gerekli tüm doğal kaynaklarıyla ülkemizin doğal tatil ve yaşam alanlarından birisi.. Doğayı tüketmeyen, kültürünü koruyan ve yerel özelliklerine sahip çıkan Havran gelen ziyaretçilerine, kopmuş oldukları doğal yaşamı yeniden tanıtıyor. Geleneksel köy hayatında hormonlardan arınmış olarak yetişen sebze ve meyvelerin lezzeti yeniden hatırlanıyor. Büyük şehirlerde bitki ve hayvanlardan uzak yetişmiş olan çocuklar, yedikleri ürünlerin nasıl yetiştiğini öğreniyor, doğayı tanıyor, birçok hayvanı ilk kez canlı olarak görmüş oluyor.

DOĞAL YAŞAMIN ADRESİ KÖYLERİMİZ

Bazen bir köyde yaşamak ister insan… Bir köyde, bir orman köyünde… Sabah uyandığında kuşların, horozların ve kuzuların sesleriyle temiz bir havada güne başlamak… Araba gürültüsü yok, şehrin uğultusu yok… Doğrudur, kentlerdeki sosyal hayat köylerde yoktur… Ama komşuluk var, yüz yüze hatır sormak muhabbet etmek var. Ekmeği birlikte pişirip paylaşmak var. Huzur, sükûnet ve doğanın bir parçası olarak yaşamak var.

Giderek önemsenen bir sektör haline geldi doğal yaşam… Şehirde yaşayan insanlar kaçışı doğaya sığınmakta buluyor artık… Uzmanların da sıklıkla doğal yaşam tavsiyesi üzerine şehir hayatından bunalan insanlar köylere, el değmemiş, doğallığı bozulmamış bölgelere rağbet gösteriyorlar. Her an koşturma içindeki insan, zamanla yarışma, ekonomik faktörler derken durmaya, kendini bulmaya ihtiyaç duyuyor. Bu nedenle sessizliğin ve temiz havanın cenneti olan Havran köyleri, yeni konuklarına kucak açıyorlar.

“Nerede anneannemin yoğurdu, peyniri, zeytini”, “nerede o eski yumurtalar, yeşil sebzeler, işlenmemiş meyveler” dediğimiz hep oluyordur. İşte tam bu noktada hala kısıtlıda olsa köy hayatının devam ettiğini, köylülerimizin zor imkânlarla, ilkel dediğimiz yöntemlerle binbir emek çekerek mahsullerini ürettiklerini, geçimlerini sadece tarlasından çıkardığını göreceksiniz Havran’ın köylerini gezerken… Ve imreneceksiniz bu köylerdeki doğal yaşama… Çocukların umarsızca koşuşturmalarına, köy fırınının başında tepsi tepsi böreklerini ve ekmeklerini pişirirken köy kadınlarının muhabbetlerine, ağacın üstüne çıkmış erik toplayan dedenin gülümseyen yüzüne, sokaklara renk katan tavuklara, ahşap kapılı evlerin önünde oturan ninelerin oyalarına, her evin bahçesini süsleyen asmalara ve tabii ki Havran köylerinin mis kokan tertemiz havasına tutkulu kalacaksınız.

argo-ekolojik-turizm-(1)

Havran köylerinin bir kısmı Madra Dağı’nın bir kısmı da Kazdağı’nın uzantısı Eybek Dağı’nın içlerinde ve eteklerinde kuruludur. O yüzden çoğunluğu orman köyü olan bu yerleşimlere ulaşmak bile ayrı bir güzelliktir. Çünkü yol boyu çamlar, kavaklar ve değişik türden ağaçlar eşlik eder yolculuğunuza… Yemyeşil bir görsellik içinde ilerlerken kuzularını otlatan çobanlara, sıpasını önüne katmış eşeklere, yelelerini uçuran atlara rastlarsınız. Artık sadece köylerde görebileceğiniz bu güzellikler yol boyunca gözünüze ve gönlünüze huzur katar.

Balıkesir’in Büyükşehir olmasından sonra Havran’ın mahalleye dönüşen köylerinin sayısı 27’dir. Alfabetik sırasıyla bu köylerin isimleri: Büyükdere, Büyükşapçı, Çakırdere, Çakmak, Çamdibi, Dereören, Eğmir, Eseler, Fazlıca, Halaçlar, Halılar, Hüseyinbeşeler, İnönü, Kalabak, Karalar, Karaoğlanlar, Kobaklar, Kocadağ, Kocaseyit, Köylüce, Küçükdere, Küçükşapçı, Sarnıçköy, Tarlabaşı, Taşarası, Temaşalık, Tepeoba..